Dizi Arşivi
Star TV Dizileri
Yalancı Yarim
Yalancı Yarim Star TV · Final Yaptı.
Yalancı Yarim

Hulusi ve Vahi… Evlatlarıyla gurur duyan iki baba. Hulusi, ve eşi Belgin, oğulları Tarık’ın, İtalya’daki iktisat eğitimin tamamlayıp bankasının başına geçeceği günün hayaliyle yaşıyor. Vahi ise, kızı Naz’ın, konservatuardan mezun olup yurtdışında vereceği çello resitalleri ile göğsünü kabartacağı günün. Tarık ve Naz da, ideallerine doğru “tam gaz” gidiyorlar… Ancak Tarık, “Alfonso” adıyla İtalya’da ralli pistlerinde, Naz ise “Deli Kız” adıyla İstanbul sokaklarında. Son model arabalarıyla. Ve bu iki başına buyruk gencin hayatları, sonunda aynı arabanın içinde kesişir. Çünkü babalar, belki en son duyar, ama mutlaka duyar. Tarık, İstanbul’a ailesini görmeye geldiğinde, Hulusi, bir daha yurt dışına çıkmasını yasaklar. Naz, kaza yapınca da, Vahi, bir daha araba kullanmasını. Tarık, bir de üstüne iki sene çalışıp eğitimi yerine ralliye harcadığı parayı çalışıp babasına geri ödemek zorundadır. Babası, torpille işe girip yan gelip yatarak para kazanma yollarını tıkayınca, becerebildiği tek işi yapmak zorunda kalır: şoförlük. Naz’ın ise arabasına binebilmesi için tek engel vardır: babasının bulacağı şoför. Ve kader yollarını birleştirir… Tarık, Naz’ın şoförü olarak işe girer. Ancak işi çok zordur. Bir yandan, aniden ortadan kaybolan ve tüm dünyada aranan ünlü ralli şoförü Alfonso olduğunu herkesten gizlemek zorundadır. Bir yandan, ünlü bankacı Hulusi Tekelioğlu’nun oğlu olduğunu Vahi’den saklamak zorundadır. Ve en önemlisi… Arabasının şoför koltuğuna tekrar geçebilmek için tek çaresi, kendisini kovdurmak olan ve hayatını bunu planlamakla geçiren Naz’ın saldırılarını savuşturmak zorundadır. Tarık ve Naz, büyük bir didişme ve çekişmeyle başlayan inişli çıkışlı bir ilişkinin içinde keskin virajlarda hızla ilerlerken, önlerine çıkan engelleri de bir bir sollamak zorundadırlar.

Güzel Köylü
Güzel Köylü Star TV · Final Yaptı.
Güzel Köylü

İstanbul'un keşmekeşinden bunalan Gül (Gizem Karaca) yeter artık deyip İstanbul’u terk edip Muğla’ya, Güzelköy’e yerleşiyor. Gül’ün İstanbul’u terk edişindeki tek neden elbette bu değil. Çünkü evlilik hazırlığı yaptığı sevgilisi Kaan’ın (Mehmet Ali Nuroğlu) ihanetine uğradığını düşünüyor. Dünyası yıkılan Gül’e aynı gün Güzel Köy’den İstanbul’a gelen Cemal (Berk Cankat) tarafından bir mektup getiriliyor. Gül mektubu okuyunca Güzelköy’de yaşayan ve babaannesi olduğu iddia edilen bir kadından, Sultan Ana’nın (Zerrin Sümer) varlığından haberdar oluyor. Zaten İstanbul’dan kaçıp gitmek isteyen Gül’de, Cemal’in getirdiği mektup rehber oluyor.

Tam bir kentli olarak yetişmiş olan Gül, köye geldiğinde kendisini yeni bir kaosun içerisinde buluyor. Çünkü Cemal, babası Hüsnü’nün (Ahmet Mümtaz Taylan) zoruyla evlendirilmek istediği köylü kızı Kamuran’a (Esin Civangil) nikah masasında ‘Hayır’ diyor ve köy karışıyor. İstanbul’un karmaşasından kaçıp huzura gittiğini sanan Gül, daha da karmaşık bir yere geldiğini sanınca geri dönmek istiyor ancak bu sefer de İstanbullu sevgilisi Kaan’ın peşinden köye geldiğini görünce O’na inat köyde yaşamaya karar veriyor.

Zamanla aslında köyün çok da güzel bir yer olduğunu anlayan Gül, köylü Cemal’e gönlünü kaptırınca olanlar oluyor. Cemal’in nikah masasında hayır demesinin sebebinin de kendisi olduğunu öğrenince köyde dillere destan yepyeni bir aşk başlıyor.

Urfalıyam Ezelden
Urfalıyam Ezelden Star TV · Final Yaptı.
Urfalıyam Ezelden

Mehmet Bozoğlu nam-ı diğer "Yanık Memed"; beş oğlu ile beraber Urfa sıra gecelerinin önde gelenlerindendir. Büyük Oğlu Halil, Adanalı Duran Ağa’nın kızı Selva’ya aşık olur. Selva ve Halil sevdalarını bir ömür sürdürmek isterler. Memed, Duran Ağa’dan kızını ister. Koskoca Duran Ağa kızını çalgıcıya vermez. Halil, kardeşi Cemal’le Selva’yı kaçırır. İki gönül bir olunca samanlık seyran olur. Memed, Halil’in sevdasına inanır ve oğluna anlı şanlı bir düğün yapar. Duran Ağa’nın, oğlu Recep, Halil’i düğününde vurup öldürür. Yanık Memed, Halil’den hamile olan Selva’yı, Cemal’le nikahlar. Duran Ağa ile kan davasının sürmesinden ve diğer oğullarını da bu davada kaybetmekten çekinip ailesi ile İstanbul’a göçer. Doğan çocuğa rahmetli Halil’in adını verirler. Küçük Halil, babasını Cemal olarak bilir, Selva ve Cemal görünüşte karı kocadır. Ama Cemal abisinden emanet yengesine asla helali gözüyle bakmaz. Hayatını ailesine adamıştır.Urfa’dan göçtükten sonra, İstanbul Müzikçiler Çarşısında (İMÇ) dükkan açan Memed, ailesi ile götürü usulü sıra geceleri düzenler, düğünlerde, özel gecelerde sahne alır, ‘Sıra Gecesi’ geleneğini sazıyla sözüyle yaşatır. Ailenin en büyüğü Zekiye Nene de İstanbul’da yaşayıp giderlerken birbirlerine tutunmalarına yardımcı olur. Hayat onlara ne kadar zulmederse etsin, Memed sazından sözünden asla vaz geçmez, neşesini, umudunu kaybetmez. Böylesi bir bahar günü, Cemal; sesi gibi billur yüzlü Ceylan’la tanışır. Ceylan zorda kalan ‘Yanık Memed’in Sıra Gecesi ekibine solist olarak katılır. Ceylan ve Cemal fırtınalı bir aşka tutulur. Cemal; bir yanda abisinin emaneti Selva, bir yanda gönlünü kaptırdığı Ceylan arasında savrulur durur.